Hayata Bakış Açınızı Değiştirecek 10 Film
1 08 2021
Bu listede sizi etkileyecek 10 tane film derledik.
Can Dostum
Bir yamaç paraşütü kazası sonrası omurga zedelenmesine bağlı olarak felç olan bir adamın, kendisine yardımcı olması için işe aldığı biriyle aralarında zamanla ortaya çıkan tatlı dostluğun hikayesi. Oldukça zengin, sanata ve estetik olan her şeye önem veren, entelektüel bir kişiliğe sahip olan Philippe için aranan yeni bakıcı mülakatına katılan Driss, yalnızca mülakata geldiğini gösterecek bir imza istemesine rağmen Philippe’in ilgisini çekip bir aylık deneme sürecine tabii tutulur. Bu sırada hayatı sıkkınlıkla geçen yaşlı Philippe ile daha önce tatmadığı pek çok şeyi yaşatan çılgın, kendi bildiğini okuyan ve kendi gibi olmaktan çekinmeyen Driss arasında eşine nadiren rastlanan bir dostluk gelişir. Hüzünlendirdiği kadar güldüren bu iki dostun hikayesi, yönetmenlerin bize sunduğu yaklaşık iki saatlik bu film ile anlatılıyor. Bu film dostluğa olan bakış açımızda yeni pencereler açacak.
Kafernahum
Küçük bir çocuk olan Zain’in ailesinde gördüğü haksızlıklara baş kaldırıp zekası ve pratikliği ile sokaklarda verdiği yaşam mücadelesini anlatan bir film ile listeye giriş yapıyoruz. Kendisine yapılan haksızlığa küçük yaşına rağmen boyun eğmemesi, karşı çıkması, savaşçı karakteri, herkese ders veren nitelikte. Zain, ilkokulda eğitim alması gereken yaşlarda sokakta çalışıyor, ergenliğe yeni girmiş kız kardeşi başlık parası karşılığında evlendiriliyor. Tabii ki bu süreç öyle kolay ilerlemiyor. Zain mülteci arkadaşı ve onun bebeğine yardımcı oluyor, abiliğini bir kez daha gösteriyor, aynı zamanda hapse giriyor ve mahkemelerde adalet arıyor. Zain tüm bu zorluklara karşı anne ve babası aleyhine açtığı dava ile mücadelesini ortaya koyuyor. Kafernahum hayatın tüm zorluklarını tek bir çırpıda gözler önüne seriyor.
Patch Adams
En sıkıntılı anınızda sizi güldüren, içinizi neşe ile dolduran birinin hayatımızda olmasını kim istemez ki? İşte Patch Adams tam da öyle biri. O, çoğumuzun Robin Williams ile tanışmamızı sağlayan muhteşem iyimser karakter. Karakter diyoruz ancak aslında bu film gerçek bir hikâyeden alınma. Patch Adams, üniversitenin tıp fakültesinde okurken evinde kurduğu eşi benzeri görülmemiş sağlık merkezinde ücret almadan hastalarını tedavi ediyordu. Hastalar hastanede olmaktansa Patch’in evinde olmayı tercih ediyordu. Irkçılığın doruklarının yaşandığı dönemde, siyahi vatandaşların maruz kaldığı ırkçılık ona ağır geliyordu. Bu adaletsiz dünya da bir şeyleri değiştirmenin vakti geldiğini anladı ve kurduğu merkez ile paranın, hiyerarşinin bir önemi olmadığını sağlık sektörüne kabul ettirdi. Patch Adams’ın hayatını aynı içtenlikle işleyen film, etrafınızda olan bitene daha adaletli ve sevgi dolu yaklaşmanızın hayatınızda nasıl güzelliklere yer açacağını gösterecek.
Bay Evet
Her şeye hayır diyen, hayatının her anında huysuz ve aynı zamanda asosyal bir yapıya sahip olan Carl Allen, arkadaşının ısrarıyla katıldığı bir terapi sonrası ona yöneltilen her şeye “evet” deme kararı alır ve olaylar gelişir. Kendisinden para isteyen evsize cüzdanını vermek, arkadaşının eşi için ev partisi düzenlemek gibi başlangıçta hayatını olumlu yönde etkileyen eğlenceli aktivitelere sebep olan bu durum daha sonra yavaş yavaş belaları da kendisine çekmeye başlayınca değişecektir. Ancak bazen belalar da tatlı olabilir! Evet deme alışkanlığı ile hayatının aşkını dahi bulan Bay Evet’in hikayesi, olumlu bir tutumun hayatımızı nasıl güzel yönde etkileyeceğini komik üslubu ve Jim Carrey’nin eğlenceli oyunculuğu ile gösterir.
Esaretin Bedeli
Sinemaya ilgisi olan herkesin karşılaştığı bu film herkesin yüreğine dokunuyor! Andy Dufresne, genç ve işinde başarılı bir bankerken birden karısını ve karısının sevgilisini öldürmek suçundan yargılanır. Bu yargılanma sürecinin sonunda ise hiç suçu olmamasına rağmen ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Shawsank Hapishanesi’nde kaldığı süre boyunca her türlü işkenceye maruz kalan Andy yine de iyimser tutumunu sürdürmeye devam eder. Bu olumlu bakış açısı sayesinde tüm kader arkadaşları özgürlüğün yer ve mekanla alakalı olmadığını, parmaklıklar ardında bile özgür bir yaşam olabileceğine inanır. Olumlu bir tavrın hayatımızı nasıl güzelleştireceğini gösteren bu film, yaşama dair bakış açınızı değiştirecek!
Umudunu Kaybetme
Hem iyi bir eş hem iyi bir baba olan Chris Gardner, yaşadığı maddi problemler sonrası ilk darbeyi eşinden alır. Daha fazla sıkıntılara katlanamayacağını belirten eşi onu ve çocuklarını terk eder. Eşinden yediği darbenin ardından sular durulmaz ve bir de ev sahibi tarafından evden atılır. Baba oğul sokakta yaşamak zorunda kalıp, düşkünler evinde çalışarak hayata tutunmaya çalışır. Onun hayata bağlayan tek güç oğluna duyduğu sevgidir, oğlunun sevgisi bu hayat mücadelesini değerli kılar. Bir insanın içindeki karşılıksız sevgi ile nelere göğüs gerebileceğini gösteren bu film hayat mücadelesinde ne kadar zorlansak da neleri başarabileceğimizi bizlere hatırlatacaktır.
Hokkabaz
İskender, küçüklüğünden beri sihre ve sihirli şeylere ilgi duyan biridir. Sihirbaz olma isteği karşısında ailesi ve en yakın arkadaşı hariç herkes onunla alaylı ve küçümseyici bir tavırla onun hokkabaz olduğunu iddia ederler. Yaşı hayli ilerleyen ve hiçbir işte net başarı sağlayamayan İskender bu hayatta en çok babasına mahcup olmaktadır. Mecburi sebeplerle babası ve en yakın arkadaşı ile turneye çıkmak zorunda kalan İskender, bu turne sayesinde babasıyla yakınlaşma fırsatı bulur. Birbirinden ilginç olayların birbirini takip etmesiyle turne gittikçe ilginç bir hal alır. Cem Yılmaz’ın bu duygusal filmi, hayalleri takip etmek bazen çok zor olsa da yılmadan, ısrarla ve süreklilikle devam etmenin insanın hayatında nasıl kapılar açacağını gözler önüne sermektedir.
Yukarı Bak
Tesadüfen yolları kesişen Ellie ve Carl yıllar sürecek çok tatlı bir hikâyenin başkahramanı olacaktır. İki farklı karakter olmalarına rağmen birbirlerini destekleyen ve hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bu ikili, zamanla büyür, evlenir ve yaşlanır. Hikâyenin en dokunaklı kısmı da burada başlar! Ölüm maceraperest Ellie’yi ziyaret ettiğinde Carl çok üzülür. Bu üzüntü ona Ellie’nin tek hayali olan dünyayı gezme fikrini hayata geçirmeyi sağlar. Bu içten aşk hikayesi acılarımızla başa çıkmamız konusunda izleyenlere farklı pencereler açacaktır.
The Truman Şov
Platon’un ünlü mağara metaforundan alan bu film, gerçeklik algımızı sorgulamamıza sebep olacak. Dünyanın en güzel adasında yaşayan bu halk son derece iyimser bir ütopyada yaşamaktadır. Her güne mutlu uyanıp hiçbir sorunla karşılaşmayan ada sakinlerinden Truman, bir gün yaşadığı şok ile kafasında soru işaretleri oluşmaya başlar. Öldüğünü sandığı babasını sokakta görmesi ve ardından birbirini takip eden çeşitli gizemli olanlar sonucu Truman yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark eder. İçine düşen kurt ile yaşadığı hayatın gerçekliğini sorgulamaya başlar. Bir dizinin içine sıkışıp kaldığını fark eden Truman 30 yaşında yönetmene karşı gelir ve kendini gerçek dünyanın kollarına atar. Gerçekliği sorgulamamızı sağlayacak bu film, aynı zamanda televizyon kültürüne karşı anlamlı eleştiriler de içermektedir.
VOL-i
Dünya hiç olmadığı kadar sessiz. Çıt yok. Herkes gitmiş, çünkü artık yaşayacak bir dünya kalmamış geriye. Bütün o tanıdık manzaraların en kimsesiz hallerini gördüğümüzde içimize çöken hüzün, dünyadaki çöpleri temizleme görevinin verildiği sevimli robot Vol-i’yi gördüğümüzde daha da katmerlenir. Yalnız kalmış dünyanın tek dostu olan bu yalnız robotun kendi halindeliği Eve ile tanışmasıyla sonlanacaktır. İki robotun arasındaki dokunaklı ilişkinin atlattığı zorlukları izleyenler başka bir şeyi daha arka planda görmektedir: Tüketim çılgınlığı, doğal kaynakların sorumsuzca tüketilmesi, teknoloji bağımlılığı... Aç gözlü ve bencil insanların yarattığı tahribat, çok da imkânsız sayılmayacak bir gelecek tasvirinde izleyicileri derinden sarsıyor. Bu filmi izledikten sonra yediğiniz yemeğe, içtiğiniz suya ve attığınız çöpe daha dikkatli bakacağınıza eminiz.