spor

Koşmadan Önce Mutlaka Bilmeniz Gerekenler

1 05 2018

Mart ayı çok sıcak başlamasa da yavaş yavaş güneş yüzünü göstermeye başladı. Ve biz de dışarıda daha çok vakit geçirmeye başladık.

Dışarısı diyince ilk aklıma gelen fiziksel aktivite, her zaman ya yürüyüş ya da koşu olmuştur. Spor salonlarında “yürüyüş bantlarında koşu yapmaktansa dışarının enerjisi, oksijeni ve sosyalleşmesiyle spor yapmak bence daha keyifli. Konu koşu olunca, herkesin aklına bir sürü soru takılıyor; ayakkabı seçiminden , kaç dakika koşulması gerektiğine kadar. Ben de bu yazımda 10 noktada koşuyla ilgili yanlış bilinen doğruları ya da doğru bilinen yanlışları ele almak istedim.

İyi Yaşa

Koşarken mutlaka nefes nefese kalmalıyım: Eğer koşuyu sosyal amaçlı veya daha sağlıklı olabilmek için yapıyorsanız nabzınızın rahat ettiği; yanınızdaki kişiyle sohbet edebilecek eforda koşmanız yeterlidir. Ancak bir performans sporcusuysanız; herhangi bir yarış için hazırlanıyorsanız antremanlarınızın %15-20’si yüksek nabız aralığında olmalıdır.
Koşmak dizlerimiz için zararlıdır: Hareketsiz bir yapıdan hızlı bir koşucuya bir anda dönüşmek istiyor ve ona göre koşuyorsanız; evet dizlerinize zarar verir. Bir de diz ve kalça eklemlerinizde bir problem varsa, koşu sizin için çok sağlıklı olmayabilir. Ancak, bir program dahilinde kontrollü bir şekilde koşuyor ve yavaş yavaş performansınızı arttırıyorsanız aksine eklemleriniz koşu ile güçlenecek ve daha sağlıklı olacaklardır.


Her gün koşmak gerekir: Eğer performans sporcusuysanız ya da bir atletseniz; evet her gün antreman yapmanız gerekir. Ancak koşuya yeni başlayanlar için; sabır ve istikrar çok önemlidir. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak zorlamadan hafif tempoyla gün aşırı koşmak; atılan her adımda vücudun aldığı darbeye alışmayı kolaylaştırmaktadır.


Koşarken parmak uçları ile basmak sakatlıkları azaltır: Koşarken sakatlanmaların büyük çoğunluğu koşu formu ile ilgilidir. Fazla topuk basma koşu formu olarak verimli değildir. Aynı şekilde parmak ucu ile basmak da daha farklı rahatsızlıklara yol açabilmektedir. En verimli koşu formu, ayağın tam olarak aynı anda temas ettiği şekildir.
Koşu ayakkabısını markasına göre seçmek gerekir: Hemen hemen tüm markaların koşu ayakkabı modelleri vardır. O nedenle buradaki en önemli konu, kişinin kendisinin rahat ettiği ayakkabının seçilmesidir.


Koşarken aç olmalıyım: Eğer 1 saatten az bir süre kısa ve yavaş koşu yapmayı tercih ediyorsanız yemek yemeden bu aktiviteyi gerçekleştirmenizde fayda var. Ancak uzun mesafe ve 1 saatten daha uzun bir süre koşacaksınız; enerji ihtiyacınız artacağı için, koşudan 2 saat önce doğru bir beslenme yapmanız yararlı olacaktır.


Koşmak için çok yaşlıyım: Koşmanın yaşı yoktur. Önemli olan vücuda gerekli dinlenme ve beslenmeyi sağlamaktır. Aynı zamanda da vücudun performansına bağlı olarak koşu temponuzu arttırıp azaltmanızda yarar vardır.


Koşmaya başlamadan önce esnemek gerekir: Esnemeyi her zaman ısınmış kaslarla yapmak gerekmektedir. 5-10 dakikalık kısa ve yavaş tempolu bir koşunun ardından esneme yapılırsa daha sağlıklı olacaktır. Koşu öncesi, “foam roller” ile kasları açmanın çok büyük bir önemi vardır.


Kısa süre ya da kısa mesafe koşmanın yararı yoktur: Haftada 2 gün uzun mesafe koşmak yerine, 4-5 gün kısa koşmanız daha sağlıklı olacaktır. Sık sık ama; kısa yapılan koşularda kaslarınız sürekli uyanık kalacak ve vücut kendisi daha zinde hissedecektir.


Koşarken mutlaka su içmeliyim!: Evet hangi sporu yaparsanız yapın asla vücudunuzu susuz bırakmamanız gerekir; ancak koşarken çok su içmek ve çok sık aralıklarla su içmek performansınızı önemli derecede etkileyecektir. O nedenle her 15 dakikada bir yudum içmeniz sizin için daha yararlı olacaktır.